Panik Bozukluğu Nedir?

19 Ağustos 2009 Çarşamba

Panik bozukluğu gelişen hastalar, tekrarlayan, beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik ataklarının da olacağına ilişkin sürekli bir endişe halindedirler. Panik ataklarının "kalp krizi geçirip ölme", "kontrolünü yitirip çıldırma" ya da "felç geçirme" gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli üzüntü duymaktadırlar. Ataklara ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem alarak (işe gitmeme, spor, ev işi yapmama, bazı yiyecek ya da içecekleri yiyip içmeme, yanında ilaç, su, alkol, çeşitli yiyecekler taşıma gibi) bazı davranış değişiklikleri göstermektedirler.

Hastalar genellikle en yakın doktor ya da acil servislere götürülür. Yapılan birçok incelemelerden hiçbir sonuç alınmaz. Hastanın nesi olduğu sorulduğunda; doktorlar 'hiçbir şeyi yok' ya da 'stresten olmuş ' derler. Çoğu zaman sakinleştirici bir iğne yapılarak eve gönderilirler. Hastalar, kalbinde ya da beyninde kötü bir şey olduğuna, ancak doktorların bunu bir türlü bulamadığına inanmaya başlar. Bazen de yanlış tanı konularak hastalar, antibiyotiklerden, nefes açıcılara, çarpıntı ilaçlarından tansiyon ve kalp ilaçlarına, vitaminlere kadar değişik ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır, ancak bir türlü iyileşme sağlanamaz.

Panik Bozukluğu Nasıl Bir Hastalıktır ?
Her yaşta başlayabilmekle birlikte en sık 20-35 yaşları arasında başlar.
Kadınlarda, erkeklere göre 2-3 kat fazla görülür. Nüfusun % 10'u hayatlarında en az bir kez panik atak geçirmektedir.

Ancak nüfusun % 1,5'inde panik bozukluk gelişmektedir. Panik bozukluğu % 40-50 arasında depresyon ile beraber görülmektedir.

0 yorum: