BAŞAĞRISI

16 Mart 2009 Pazartesi

Başağrısı toplumda en sık karşılaşılan şikayetlerin başında gelmektedir. Yapılan epilemiyolojik çalışmalar, kişilerin yaklaşık %90 kadarında yaşamlarının farklı dönemlerinde çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen başağnsı bulunduğunu göstermektedir.
Başağrısının sınıflandınlması, tanısı ve tedavisinde önemli bir nokta, birincil ve ikincil başağrılarının birbirinden ayırt edilmesidir.

BİRİNCİL BAŞAĞRILARI:
Tüm başağrılarının %90'ını oluşturan, organik bir nedenin saptanamadığı başağrılardır.

  • Migren
  • Gerilim tipi başağrısı
  • Küme dpi başağrısı
  • Kronik günlük başağrısı

SEKONDER BAŞAĞRILARI:
Tüm başağnlannın %10'unu oluşturan, yapılan incelemelerde organik bir nedenin saptandığı başağrılarıdır.
Bu yazıda başağrılar arasında düşük oranda görülmesine rağmen değerlendirmede veya tanıda gecikme olursa ciddi sağlık problemlerinin hatta hayati tehlikenin ortaya çıkabileceği göz önüne alınarak sekonder başağrılarının tartışılması planlanmıştır.

SEKONDER YANİ SEMPTOMATİK BAŞAĞRILARI:
İntrakranialde (kafa içinde) veya ekstrakranialde (kafa dışında; gözler, kulaklar, sinüsler, vb.) yer alan ağrıya hassas yapıların çeşitli şekillerde etkilenmesi sonucunda ortaya çıkar.
Sekonder başağrıları, zaman içinde ortaya çıkma biçimine göre sınıflandırılabilir

1-BİRDEN BİRE BAŞLAYAN BAŞAĞRILARI:
Ani başlangıçlı başağrılarının tanı konulana kadar akut nörolojik bir olaya bağlı olduğu kabul edilmelidir.
Ani başlangıçla birlikte hızlı ilerleme, ağrıyla birlikle bulantı, kusma, ateş. ense sertliği, lokal nörolojik bulgular (vücudun bir yanında uyuşma, güçsüzlük, konuşmada peltekleşme), papil ödemi yada mental durum değişiklikleri bulunması, inatçı yada ilerleyici bir ağrı olması durumunda aşağıdaki hastalıklar düşünülmelidir:

A- Subaraknoid kanama:
Ağrı tipik olarak akut, şiddetli, iki taraflı ve ani başlangıçtadır, beraberinde ense sertliği, fotofobi, bulantı, kusma, bilinç bulanıklığı yada koma görülebilir.

B- Akut spontan beyin kanaması:
Genellikle önceden hipertansiyon öyküsü olan hastalarda görülür. Akut nörolojik semptomlar tabloya eşlik eder.

C- Akut şiddetli hipertansiyon:
Kan basıncının 180/130 mmHg üzerinde bulunduğu durumlarda görülür.

D- Spontan karotis interna arter diseksiyonu:
Ağrı genellikle tek taraflı göz, göz çevresi ve boyundadır. Nörolojik semptomlar eşlik eder.

E- Akut açı kapanması glokomu:
Gözbulguları, bulantı, kusma başağrısına eşlik eder.

2-ARALIKLI, YİNELEYİCİ BAŞAĞRILARI:
Hastanın öyküsünde buna benzeyen atakların bulunması, aralıklı, yineleyici başağrısı tanısına yardımcı olur.
A- Serebral iskemi ve inme (felç):
İnme geçiren hastalann %35'inde inmeden önce, İnmeyle birlikte veya inme ortaya çıktıktan sonra başağrısı bulunabilir.
B- Serebral ven trombozu:
Aralıklı veya sürekli başağrısı vardır.
C- Obstruktif hidrosefal:
Yürüme bozukluğu, unutkanlık, idrar kaçırma genellikle aralıklı başağrısı ile birliktedir.
D- Sistemik yada kafaiçi enfeksiyonlar:
Başağrısına ateş ve enfeksiyon bulguları eşlik eder.

3-İNATÇI VE İLERLEYİCİ BAŞAĞRILARO:
Bu tip başağrısına neden olan tabloda ilerleyici olduğunda başağrısı başlangıçta aralıklı olsa da sonradan ilerleyici özellik kazanır.
A- Kronik subdural hematom:
İlerleyici, tek veya iki taraflı başağrısına
neden olur. bilinç ve kişilik bozuklukları eşlik edebilir. En sık bebekler, yaşlılar ve kan hastalarında görülür. Hastaların çoğunda kafa travması öyküsü yoktur.
B- Beyin tümörü:
Hastaların %40'ında ilk semptom başağrısıdır. Bulantı kusma, nörolojik bulgular sonradan eşlik eder. Sabah başağnsı ile uyanma sıktır.
Beyin apsası Başağrısı beyin tümöründeki gibidir. Ancak seyri daha hızlıdır.
C- İdiopatik selim kafaiçi basınç artışı:
En sık 20-50 yaşlar arasında, çoğunlukla hormonal bozuklukları olan şişman kadınlarda görülür. Organik bir neden olmaksızın kafaiçi basıncın artması sözkonusudur. Görme bozuklukları tabloya eşlikeder.

BAŞAĞRISI BULUNAN HASTANIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Başağrısı bulunan bir hastanın değerlendirilmesinde ayrıntılı bir öykü ve fizik muayenenin yanında rutin laboratuar incelemeleri ve bazı başka testler gereklidir.
Başağrısı öyküsünde:
  1. Ağrının başlangıç şekli
  2. Ağrının şiddeti ve niteliği.
  3. Ağrının sıklığı ve sûresi.
  4. Ağrının yerleşimi.
  5. Nörolojik bulgu olup olmadığı.
  6. Mevsimsel değişiklikler.
  7. Ağrıyı ortaya çıkaran ve arttıran nedenler.
  8. Tedaviye yanıt olup olmaadığı
  9. Aile öyküsü.
  10. Uyku ile ilişkisi sorgulanmalıdır.

Baş ağrısı Fizik Muayenesinde;
Baş, boyun, sinüsler ve kulakların, vital bulguların, mental durumun, görme alanının, göz dibinin, ense sertliğinin değerlendirildiği ayrıntılı nörolojik muayenenin yapılması gerekir.

BAŞAĞRISI İÇİN LABORATUAR İNCELEMELERİ:
Başağrısı bulunan bir hastada, altta yatan bir hastalık olup olmadığını anlamak için, tam kan sayımı, kan biyokimyası, endokrinolojik testler ve tam idrar İncelemesi yapılmalıdır.

Beyin Tomografisi (BT): Tümör, apse, inme, sfenoid sinüzit ya da kanama gibi hastalıkların bulunmadığını anlamak amacıyla gereklidir. Nörolojik bulgular bulunduğunda veya başağrısı ani başlangıçlı, ilerleyici nitelikteyse eskiden beri bulunan bir ağrı belirgin derecede şiddetindiyse veya standart tedaviye yanıt alınamıyorsa mutlaka BT izlemesi yapılmalıdır.

Magnetik Rezonans Görüntüleme(MRI): Endikasyonu BT gibidir. BT'ye üstün olduğu lokalizasyonlar ve hastalıklarda tercih edilmelidir.

Lomber Ponksiyon: MSS enfeksiyonu, kanama, tümör araştırılması durumlarında yapılmalıdır.

MR-Anjiografi: Beyin kan dolaşımının değerlendirilmesi gereken anevrizma, vaskülit vb. durumlarda yapılabilir.

Sonuç olarak. "İlk kez bu denli şiddetli başağrısı yaşıyorum" diyorsanız, sizin semptomatik başağrınız olabilir.
Ağırkesici sakın almayın, bu tabloyu maskeleyip sizin doktora başvurmanızı ve tanıyı geciktirebilir.
Sekonder başağrılarında tedavi ağrı kesici değil, saptanan nedenin ortadan kaldırılmasıdır.

0 yorum: